NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ بْنُ
عُيَيْنَةَ
عَنْ
الزُّهْرِيُّ
عَنْ سَالِمٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
رَأَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ وَأَبَا
بَكْرٍ
وَعُمَرَ
يَمْشُونَ
أَمَامَ
الْجَنَازَةِ
(Salim'in) babasından
demiştir ki:
Nebi (s.a.v.) Ebû Bekir
ve Ömer (r.a) yi cenaze'nin önünde yaya olarak yürürlerken gördüm.
İzah:
Tirmizi, cenâiz; Nesaî,
cenâiz; İbn Mace, cenâiz; Muvatta, cenâiz; Ahmed b. Hanbel II- 8, 122.
Bu hadis-i şerif
cenazeyi uğurlarken önünde yürümenin müs-tehab olduğunu söyleyen İbn Ömer'le
el-Hasen b. Ali, Ebû Katade, Ebû Hureyre, İbnü'z-Zübeyr, el-Kasım b. Muhammed,
Salim, İbn Ebû Leyla, ez-Zührî, Şafiî, Malik ve Ahmed (r.a)'in delilidir.
Bu görüşte olan
âlimlere göre, cenazeyi uğurlamakta olan bir kimse, onun şefaatçisi
durumundadır. Şefaatçinin şefaatta bulunduğu kimsenin önünde olması gerekir.
İmam Ebû Hanife ile
taraftarları, İmam Evzaî ve İshak ise cenazeyi uğurlarken arkasından
yürümesinin önünden yürümekden daha faziletli olduğunu söylemişlerdir.
Delilleri ise ''Cenazenin önünde yürünmez" anlamındaki 3171 numaralı Ebû
Hüreyre hadisi ile Hakim'in Ebû Ümame'den naklettiği "Rasûlullan (s.a.v.)
oğlu İbrahim'in cenazesinin arkasında sessizce yürüdü" anlamındaki hadis-i
şeriftir. Bu görüşte olan âlimlere göre "Rasûlullah (s.a.v.) bize cenazeye
tabi olmamızı emretti"[Buhari, merza, cenâiz, mezalim, nikah, eşribe,
libas, edeb, isti'zan; Müslim, libas, selam; Tirmizî, edeb] mealindeki hadis-i
şerif de cenazenin arkasında yürümenin daha faziletli olduğuna delalet eder.
Bu hadis-i şerifte cenazeye tabi olmak emredilmektedir. Cenazeye tabi olmaksa
önünde değil arkasında yürümekle gerçekleşir ve ayrıca sözü geçen âlimlere
göre, mev-zumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisinde ifade edilen, Hz. Nebile Ebû
Bekir ve Ömer'in cenazenin arkasında yürümesi, cenazenin önünden yürümenin
faziletine delalet etmez. Sadece cenazenin önünden yürümeninde caiz olduğuna
delalet eder.
Nitekim Ebû Ca'fer
et-Tahavî'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte ifade edildiğine göre, "Hz.
Ömer ile Hz. Ebû Bekir cenazenin önünde Hz. Ali de arkasında yürürmüş. Bunun
sebebi Hz. Ali'ye sorulunca, onlar cenazenin arkasında yürümenin önünde
yürümekten, farz namazlarının nafilelere üstünlüğü kadar üstün olduğunu
bilirler. Fakat (cenazenin arkasında yürümenin de caiz olduğunu öğretmek ve)
halka kolaylık sağlamak için, önde yürürler, cevabını vermiştir."
Hz. Ali'nin bu
açıklamasından anlaşıldığına göre, halk cenazenin önünden yürümenin caiz
olmadığını zannediyordu. Bu yüzden de hepsi cenazenin arkasından yürüdüğü için
izdiham oluyor, yollar daralıyor ve yürüme zorlaşıyordu. Hz. Ebû Bekir'le. Hz.
Ömer halka her ne kadar cenazenin arkasından yürümek daha faziletli ise de,
önde yürümenin de caiz olduğunu halka öğretmek ve cenazeleri uğurlarken
meydana gelen sıkışıklıktan onları kurtarmak için cenazenin Önünden
yürümüşlerdir.
Bezlü'l-Mechud
yazarının açıklamasına göre, cenazeyi kabre götürürken ne tarafında yürümenin
daha faziletli olduğu mevzuunda beş görüş vardır.
1. Yaya olsun binitli
olsun kişinin cenazenin önünden yürümesi mutlak surette daha faziletlidir,İmam
Şafiî (r.a) bu görüştedir.
2. Yayaların önden
yürümesi, binitlilerin de arkadan yürümesi daha faziletlidir. İmam Ahmed ile İmam
Malik (r.a) bu görüştedirler.
3. İster binitli, ister
yaya olsun, cenazeyi uğurlayan bir kimsenin cenazesin arkasından yürümesi daha
faziletlidir. Hanefi âlimleri, bu görüştedirler.
4. Kişi muhayyerdir.
Dilerse cenazenin önünden, dilerse arkasından gider. İmam Sevrî bu görüştedir.
5. Eğer cenazede
kadınlar varsa önden yürümek, kadınlar yoksa arkadan yürümek daha
faziletlidir. İmam Efaû Hanife (r.a) bu görüştedir.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadisin senedinde geçen Salim'in babasından maksad, Hz. Abdullah b.
Ömer'dir. Hz. Salim'i hürriyetine Hz. Abdullah b. Ömer kavuşturduğu için Hz.
Salim onun aile fertleri arasına girmiş, bu yüzden de Hz. Abdullah'ın oğlu
olarak anılmıştır.